20 Eylül 2010 Pazartesi

Gümüş Kanat

Garajda dursun.
Ama biliyim orda durduğunu...


15 Eylül 2010 Çarşamba

Eller - Baba



Küçük yaşlarımdan aklımda babam ile ilgili kalan resim onun yüzü değil elleridir.
Yapılı, büyük, düzgün, hep bakımlı.
Ve o ellerden şefkat ve korkuyu aynı anda duydum hep.

O eller her zaman ya bir kalem ve cetvel veya gazete tutardı.

Babam yemek masasına eğilmiş, masada boydan boya aydınger, T cetvel, rapido kalemler. Çizerdi... Bu zamanlarda bir sürü barajın adını öğrendim. Ama masadan hep uzak durarak.

Masaya yaklaşmak, dokunmak yasaktı.
Yanlış çizilirse jilet elde, aydınger kazınırdı. Ne çok toz çıkardı. Sonra silgi... Ne hoş!

Benim için oyun, babam için göz nuru, emek demekti.

Şimdi bakıyorum o ellere, neler değişmemiş ki.
Neden o zaman da çekmedim acaba resmini.

12 Eylül 2010 Pazar

Birikenler

Çok şey birikti yine...
Unutmamak için:

Referandum (bertaraf olanlar ve biat edenler)
12 dev adam. Yarı final başarısının rehaveti, finalin garabeti.
İlişkiler, çözülmeler. Her yerde devam ediyor.
Yeni ofis düzeni. Eskisi daha mı iyiydi? Bir daha aynı karmaşa mı?
Satılan motor, yeniye özlem... Depoda dursun, benim olsun :-) Yenisi ne olsun?
Amerika'da sıraya girenler, bavul dolduranlar...
Yeni ev açanlar, sıkıntıların sadece aydınlıkların habercesi olduğunu görenler

Uzun uzun yazmak için bekleyeceğimize, bari notları zamana düşelim.
Ekkemek isteyen var mı?

son söz:

hayat; sen ilerisi için plan yaparken yaşadıklarındır.