27 Mayıs 2007 Pazar

Alıntı 5

"...
Değişir yönü rüzgarın
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır denizde yolunu gemi,
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk, iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk, iki kişiliktir.

Ataol B.

19 Mayıs 2007 Cumartesi

EVA CASSIDY

Böyle bir ses gelmiş ve genç yaşta gitmiş. O daha çok yaşamalı, ben daha önce duymalıydım.

Ayrıca, Chantel Kreviazuk: "Leaving On A Jet Plane"
Ses ve sözler... Bir kere daha, bir kere daha dinlemek lazım!

All my bags are packed, I'm ready to go
I'm standing here outside your door, I hate to wake you up to say good-bye
But the dawn is breakning, it's early morn
The taxi's waiting, he's blowing his horn
Already I'm so lonesome I could die

So kiss me and smile for me
Tell me that you'll wait for me
Hold me like you'll never let me go
I'm leaving on a jet plane
I don't know when I'll be back again
Oh Babe, I hate to go

There's so many times I've let you down
So many times I've played around
And I tell you now, they don't mean a thing
Every place I go I'll think of you
Every song I sing I'll sing for you
When I come back I'll wear your wedding ring

Now the time has come to leave you
One more time, oh, let me kiss you
And close your eyes and I'll be on my way
Dream about the days to come
When I won't have to leave alone
About the times that I won't have to say


Link: Songbird. Eva...

17 Mayıs 2007 Perşembe

AKM ve İstanbul'da Mayo Reklamları

AKM'nin yıkılması, yerine yenisinin yapılmak istenmesini genel kültür eksikliğimize, olaylara duyarsızlığımıza, tarihine ve mirasına sahip çıkmayan yozlaşmaya bağlıyorum. Fakat en başta art niyet olduğunu düşünüyorum. Gerici zihniyetin kğltür ve sanata vurmak istediği darbe olarak yorumluyorum.

AKM şu anda İstanbul için çok önemli bir sanat vahasıdır. Burada yapılacak bir yıkım-yenileme işi nerden bakılsa 2 yıl sürer. Soru: Yeni AKM (eğer adı AKM olursa, veya oraya tüm ortadoğunun en büyük camisi yapılmazsa) 2010 yılına yetişir mi? Soru: Neden yeni bir kültür merkezi yapmak yerine eskisi yıkılıyor.

Sakarya Üniversitesi raporuna göre bina %40 yıkılma tehlikesi taşıyormuş. Ben ODTÜ ve İTÜ'nün de bir rapor vermesini istiyorum, Sakarya Üniversitesi raporuna inanmıyorum.

Bakan Koç, "binanın elektrik, soğutma-ısıtma, elektrik sistemi iflas etti" demiş. Bu sebepler yıkım için yeterlimidir. Hangi ülkede opera/tiyatro binası 30 senede bir yıklılıp yeniden yapılıyor. Çok daha eski binaları Avrupalılar işletip, hayatta-ayakta tutabiliyor ama biz yıkıp yeniden yapıyoruz. Biz mi çok akıllıyız? Medyaline.com adresie bakılmasında fayda var.

Diğer tarafta artık mayo reklamları açık hava reklam panolarında sansürlenmiş olarak hayat bulacak. Neden? Bunca sene bu reklamlar kaç kişiyi kötü yönde etkildi acaba, kaç kişinin mayo giyip sokaklara çıkmalarını tetikledi?

İki işin özü de aynı aslında: Geriye giden bir Türkiye! Mayo reklamıyla ülke ileri gitmez ancak bu kafa yapısı ile fersah fersah geriye gider.

13 Mayıs 2007 Pazar

İzmir'in Dağlarında Çiçekler Açar...

Gavur İzmir'i gördünüz mü?

Gavurların hepsi tek bayrak altında, tek vücut, tek yürek olarak birleşti. Ama özde gavurlar yoktu ortada!

Bugüne kadar yapılan tüm tartışmaları, yapılan tüm eleştirileri kenara koysak, Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili geldiğimiz noktaya baksak, ne kadar vahim bir durumla karşı karşıya geldiğimizi anlayabilirmiyiz acaba?

Bu kadar önemli bir karar iki saatte alınabilecek, kolay bir karar mı? Türkiye'nin geleceği seçim malzemesi yapıldı. Sonucunun ne olacağını kim nerde tartıştı.

Bir yamacın kenarına getirilip, aşağıya itilmeye çalışılıyoruz. Gafiller ise abileri-yandaşları ABD-AB, Barzani ve diğer emperyalistlerin gazıyla vatanı satıyor, altını oyuyor, çürütüyor.

Bu kadar mı kin beslemişler, bu kadar mı nefret etmişler bizden?

Dip Not: İzmir mitingi yapılırken tüm yurtta elektrik kesintisi yaşıyoruz! Hiç gerek yok, daha komik duruma düşmeyin, zaten Aydın Doğan medyası olaylara duyarsız...

4 Mayıs 2007 Cuma

Tiyatro Sahnesi

Bu nasıl bir oyun?

Gözümüzün içine baka baka yalan söylemeyi politika sayanlar, şark kurnazlığı yapmayı marifet bilenler, yüzlerine tükürsen "bir daha tükür" diyecek kadar yüzsüz bir güruh bir araya toplanmış, biz Türkiye'yiz demek cürretini kendilerinde görüyor.

Cumhurbaşkanını seçmek için yapılanlar tam bir sirk gösterisi. Düşürüldüğümüz duruma bakın. Tam yangından mal kaçırma sahnesi, tam şark kurnazlığı kurgusu. Bunlar herkesi aptal, kendilerini akıllı sanıyor. AB'yi bize yem olarak sunmayı akıl edebilen bu güruh, aynı AB standartlarına ne kadar uzak olduklarını ortaya saçmakta hiç sakınca görmüyor.

Tanrıya çok dua ettiler herhalde, duaları kabul oldu ve Anayasa Mahkemesi ilk oylamayı ipal etti. Yoksa ne kadar zor bir durumda kalacaklardı.

Bazen şansın olacak. Tüm ülkeyi ve kurumları karşında görmüşken, milyonların tokadının acısını yüzünde hissetmişken öyle bir gelişme olacak ki yine mağduru oynayabileceksin. Hatta yetmezmiş gibi bu durumdan kendine ekmek bile çıkartabileceksin. "Madem Cumhurbaşkanını bana seçtirmediniz o zaman halk seçsin". Nasıl olsa bunları yutan, yutmaya hazır birileri var. Taban dedikleri işte bu.

İşin kötüsü bu mavraları yutan bir taban var. Bu yetmediyse: "Seçim tarihini ben belirlerim" edası. Yetmedi mi. O zaman "Cumhurbaşkanına ben vekalet ederim" de, nasıl olsa burası senin oyun alanın.

Ey Allahım, ben bunları görmek için ne yaptım?

Bu bir karşı devrimdir. Şehit Kubilay ile ilk ateşini verdikleri, sinsice sürdürdükleri, bazen hırslarına hakim olamayıp alenen su yüzüne çıkardıkları, hedefinin hep belli olduğu bir karşı devrim.

Daha yol uzun. Biten birşey yok, başlangıçlar var... Çok fazla başlangıç var.

son söz:

hayat; sen ilerisi için plan yaparken yaşadıklarındır.