22 Ekim 2007 Pazartesi

Satranç Tahtası

ABD, AB, Kuzey Irak, PKK ve Türkiye ilişkilerinde eldekilere bakalım:

1) ABD Irak içine yerleşti ve BOP için ordan çıkmıyor
2) PKK Türkiye içine Kuzey Irak'dan beslenerek sızıyor
3) ABD ve AB sakın Kuzey Irak'a girme, sıcak takip yapma diye bastırıyor
4) Barzani ve Talabani laflarını esirgemeden konuşmaya başlıyor, "buraya gelme" diyor
5) Tezkere çıktığı gün sınırdan içeri 4 km giren 200 küsür kişilik eşkiya grubu karakol basıyor ve 16 askerimiz şehit oluyor (4-5 saat bir çarpışma içinde kalmak, Türkiye sınırları içinde yardım alamamak ve en sonunda can vermek...düşünmesi bile tüyler ürpertici değil mi?)

Soru: Ne yapmamızı istiyorlar, biz ne yapacağız?
Bunun için büyük resmi görmek lazım.

Musul-Kerkük, petrol deposu ve ABD bu petrollerin, bu gücün peşinde.

ABD buranın kontrolünü nasıl, kimlerle düzenleyecek? Kürtlerle mi Türkiye ile mi? Bence Kürtlerle.

Tarih boyunca biliyoruz ki Kürtlerin ilgi alanı Kuzey Irak ile sınırlı değil, Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu gibi bir geniş bir coğrafya istiyorlar. Bu hayallerini gerçekleştirmek için PKK'yı bir piyon gibi kullanıyor.

Türkiye şu anda sadece mevcut sınırı korumanın peşinde. Ama tezkereyi TBMM'den geçirerek müdafa durumundan saldırı pozisyonuna geçtik.

Kuzey Irak'a girmemiz demek ABD'yi ve Kuzey Irak Kürtlerini karşımıza almak olacaktır. Çünkü Kuzey Irak'a saldırı durumunda dengeler Kuzey Iraklı Türkmenler lehine bozulabilir (uzak ihtimal ama ihtimal). Yani hem ABD'nin petrol planlarını (Musul-Kerkük) sarsabiliriz, hemde bağımsız Kürt devleti rüyasını erteleyebiliriz. Bu durumda karşımızda iki güç birden var.

PKK ne yapıyor, bizi Kuzey Irak'a sokmak için uğraşıyor, savaşa çekmeye çalışıyor. Neden? Bunu PKK'ya birisi mi söylüyor acaba? Bu durumda iç dengelerimiz ne olacak? Böyle bir süreç sonunda nasıl bir Türkiye içinde gözümüzü açacağız? Oyunda göz ardı ettiğimiz bir sahne de bu bence.

Buyrun bakalım. Çıkın işin içinden...

Bütün bunlar bir yana, tek mutlak gerçek var: Tam bağımsız bir devlet değilseniz, ülke çıkarlarını düşünen bir siyasi iradeniz yoksa satranç tahtasından zaferle kalkmanız hayal...

Yazık oluyor bize, askere, ve geride kalan gözü yaşlı anneler-babalara... Geleceğimiz üzerine bir oyun oynanıyor ve biz sadece dışarıdan seyrediyoruz. Ne acı.

Everything Will Flow

Kahire dönüşü, saat sabah 02:30, havaalanında bu şarkıyı dinlerken daha uçak havalanmadan ben havalandım :-)

Watch the day begin again
Whispering into the night
See the crazy people play
Hurrying under the light
A million cars, a million trains
Under the jet plane sky
Nothing lost and nothing gained
Life is just a lullaby (mi acaba?)

Soru: Hayatta "hata" diye birşey olmayabilir mi? Herşey bir kazanım olamaz mı?

15 Ekim 2007 Pazartesi

İstanbul Oyuncak Müzesi

Büyük ülke olmak, metropol şehir olmak, dünya insanlarını ülkenize-şehrinize çekebilmek; adınızın her alanda duyulur olması, bunun devamlılık göstermesi ve çekim gücünüzün büyük olmasına bağlıdır.

Dünyada oyuncak kolleksiyoncuları olduğunu, açık artırmada kıyasıya bir rekabet yaşandığını, en nadide parçaları alıp evlerine-şehirlerine-ülkelerine götürmeye çalıştıklarını biliyormuydunuz... İşte bu rekabetin içinde artık İstanbul'un da adı geçiyor.

Bu yüzden İstanbul Oyuncak Müzesine teşekkür etmeliyiz. İstanbul'un adı bir konuda daha dillerde dolaşıyor.

Daha önce Prag'da oyuncak müzesi gezmiştim.
Oraya kadar gitmeye hiç gerek yok.
Erenköy'de süper bir tane var.

Teşekkürler, emeği geçen herkese.

11 Ekim 2007 Perşembe

9 Ekim 2007 Salı

15 CAN

Yeter artık...
ABD'nin, AB'nin, Emperyalizmin Kuzey Irak ve petrol sevdasına bizim şehit verdiğimiz 15 CAN daha.
15 NEFES artık yok, kalpleri atmıyor.
15 UMUT yok oldu, hayalleriyle.
Anneleri-babaları-kardeşleri yasta.

Yeter artık...

7 Ekim 2007 Pazar

TRT 1 Belgesel

TRT 1, Pazartesi (8 Ekim) saat 20:30.
Mevlana Celaleddini Rumi belgeseli.
Herkesin seyretse ne güzel olur. İlla ki magazin mi seyredeceksiniz!

http://www.trt.net.tr/wwwtrt/progdetay.aspx?kimlikid=2223&tur=TV&saat=20:30&kanaladi=TRT1&gunu=08.10.2007

son söz:

hayat; sen ilerisi için plan yaparken yaşadıklarındır.