23 Şubat 2012 Perşembe

Eleştiri denemesi… 1453

Film hangi açıdan baktığınıza göre farklı değerlendirilebilir: muhafazakar veya komedi!

Tarafsız bakmaya çalışırsanız kendinizi ilkokul-sosyal bilgiler ders kitabını okurken bulabilirsiniz (sayfalar arasına Red Kit gizlenmiş haliyle). Bir ara Sultan Mehmet ünlü kaftanlı ve sivri sakallı portresiyle sahneye çıkacak diye düşündüm.

Peki film hiç mi bir şey katmadı, hiç mi sürüklemedi?
Filimin hakkını yememek lazım. Balık pişerken arasına defneyaprağı ile zencefil koyarsak güzel kokacağını. Justinyenin savaşa aslında Ellen’i görmek için katıldığını, ancak kızı Hasan ile yan yana görünce “dönüyoruz!” deyip saraya döndüğünü, Urban'ın aslında Ellen'in öz babası olmadığını (hatta Ellen'in aslında Müslüman olduğunu) alt başlıklar olarak öğrendik.

Bu kadar mı? Hayır.
Haclı ordularının aslında Perşembe pazarından ucuz penye alıp, üzerine boya ile haç resmi çizen insanlar olduğunu, Bizans saraylısının aslında her gece şarap içip-meyve yediğini, çatal-bıçaksız masaya oturmadıklarını, kızları hep yarı çıplak oynattıklarını, devlet kararlarını kızlarla beraber hamamda verdiklerini de gördük.

Ey Allahım, neden hep aynı yerde otluyoruz?

Göz alıcı efektler ile millete gaz vermeye çalışmak da bir yöntem. Ama keşke filimin biraz daha dolu, ışık saçan bir hikayesi olsaydı, film bize bir masal anlatsaydı.

Sonuç: Sadece İlkokul düzeyi tarih bilgisi almak istiyorsanız 1453 filmine gitmeyin, sahaflardan eski müfredat yayınlarına takılın! Okumak yerine seyrederim diyorsanız, gidin.

Dip not 1: Ya Sultan Mehmet yüzbinlerce askerin bir küçücük sur deliğinden sığmayacagını bilemeyecek kadar cahildi, ya da yönetmen "nasıl olsa elde cok asker var, ilk gün surlara sürelim hepsini, bir kismi hemen ölsün, karavanadan düşsün diye şark kurnazligina gitti!

Hiç yorum yok:

son söz:

hayat; sen ilerisi için plan yaparken yaşadıklarındır.