2013 Aralık... Altı gün...
Cambridge, Hull, York, Manchester, Liverpool, Birmingham, Bristol, Bath,
Bu sefer degisiklik yaptım. Gatwick'e indim.
Gördüm ki Gatwick'den de Kraliçe'ye varılıyormuş.
Sağdan direksiyonu test ettim.
Ne faydası var hala anlamadım ama ciddi ciddi yolun solundan akıyor trafik... ve sanıldığı kadar da zor değil. Yeter ki kurallara uyma konusunda asilik yapmayın. Aksi takdirde tüm trafik birleşip üstünüze gelmeye başlıyor!
Hull: Hayalet şehir gibi. Tüm şehir önce bizi görünce panikledi, çocukları evin içine aldılar.
Sonra turistler gelmiş deyip, rahatladılar!
Ama sordular; neden buraya geldiniz? Az zorlandık açıklamada. Bira dedik, pub dedik, ölüyü diriyi bitirdik burası kalmıştı dedik...
En önemlisi köprü dedik!
Humber Bridge... yoksa bilmiyormusunuz dedik.
Yattık, kalktık, yollara düştük...
York... Bizim Bodrum gibi.
Ya da Istanbul sur içi gibi ))))
Biraz daha mı iyi korunmuş ne!
Betty illa tutturdu, bize çaya gelin.
1936'da açmışlar mekanı. Biraz geç kaldık ama geldik işte, hayırlı olsun, uzun soluklu olsun dedik!
Manchasteeer... Aradan geçen 10 seneye rağmen sanki hala aynıydı.
Liverpool... Bunca zaman ıskalamışım. Gidin!
Cavern'e uğrayın. Mabet'miş, hacı oldunuz dediler.
Biralıyoruz, müzik dinliyoruz. Yanımızda en az 70 yaşında bir pinpon, masa altından kutu bira çıkartıp, masa üstünde bardağı tamamlıyor.
Acıdım adama. Hal hatır sorasım geldi.
Meğer bizim pinpon buranın müdavimiymiş. Kimleri dinlememiş ki burada; The Beatles, The Rolling Stones, The Kinks, Macca... daha ne diyim! "Benim son otobüs kaçmadan yakalıyım" dedi. Tüm personelle ve müzisyenler ile hasbıhal etti ve evinin yolunu tuttu!
Birmingham.
2013 yılında 2007 Nisan, James konseri anılarıyla içinden geçip gittik...
Bristol... Gidin.
Öncelikle keyifli akşamları için gidin.
İkincisi "Kraliçe'nin köprü"sünü görmek için gidin.
Clifton Suspension Bridge
Bath; sanki Roma'da geziyorsunuz, dar sokaklardan aniden Roma meydanlarına çıkıyorsunuz.
Ve Gatwick. Arabayı teslim edelim de dönüşe geçelim...
Her tatil kısadır!