Bu nasıl bir oyun?
Gözümüzün içine baka baka yalan söylemeyi politika sayanlar, şark kurnazlığı yapmayı marifet bilenler, yüzlerine tükürsen "bir daha tükür" diyecek kadar yüzsüz bir güruh bir araya toplanmış, biz Türkiye'yiz demek cürretini kendilerinde görüyor.
Cumhurbaşkanını seçmek için yapılanlar tam bir sirk gösterisi. Düşürüldüğümüz duruma bakın. Tam yangından mal kaçırma sahnesi, tam şark kurnazlığı kurgusu. Bunlar herkesi aptal, kendilerini akıllı sanıyor. AB'yi bize yem olarak sunmayı akıl edebilen bu güruh, aynı AB standartlarına ne kadar uzak olduklarını ortaya saçmakta hiç sakınca görmüyor.
Tanrıya çok dua ettiler herhalde, duaları kabul oldu ve Anayasa Mahkemesi ilk oylamayı ipal etti. Yoksa ne kadar zor bir durumda kalacaklardı.
Bazen şansın olacak. Tüm ülkeyi ve kurumları karşında görmüşken, milyonların tokadının acısını yüzünde hissetmişken öyle bir gelişme olacak ki yine mağduru oynayabileceksin. Hatta yetmezmiş gibi bu durumdan kendine ekmek bile çıkartabileceksin. "Madem Cumhurbaşkanını bana seçtirmediniz o zaman halk seçsin". Nasıl olsa bunları yutan, yutmaya hazır birileri var. Taban dedikleri işte bu.
İşin kötüsü bu mavraları yutan bir taban var. Bu yetmediyse: "Seçim tarihini ben belirlerim" edası. Yetmedi mi. O zaman "Cumhurbaşkanına ben vekalet ederim" de, nasıl olsa burası senin oyun alanın.
Ey Allahım, ben bunları görmek için ne yaptım?
Bu bir karşı devrimdir. Şehit Kubilay ile ilk ateşini verdikleri, sinsice sürdürdükleri, bazen hırslarına hakim olamayıp alenen su yüzüne çıkardıkları, hedefinin hep belli olduğu bir karşı devrim.
Daha yol uzun. Biten birşey yok, başlangıçlar var... Çok fazla başlangıç var.
1 yorum:
Bu oyun çok uzun zamandır oynanıyor. Uyanma vakti geldi - geçti bile.
Aktif biçimde Atatürkçü , laik cumhuriyete sahip çıkmalıyız.
Yorum Gönder